BÜYÜK TAYLAND SEYAHATİ - 9 -
24 KASIM PERŞEMBE
Sabah 7’de otelden alındık ve limana götürüldük. Bu otel-liman transferleri verdiğimiz tekne ücretine dahil, limana nasıl gideceğinizi düşünmeye gerek yok. Yolculuk 4 saat sürecek demiştim ama bana bir tam gün gibi geldi. Teknenin içi buz gibi, dışı güneşte. Ne içerde ne dışarda rahat edebildim. Tekne ve araba yolculukları için mutlaka yanınızda üstünüze alabileceğiniz bir şey bulundurun, klimaya haddinden fazla yükleniyorlar. 2 saat geçtikten sonra Krabi açıklarında tekne değiştirdik. İlk tekne Krabi’ye gitti, biz Koh Lanta teknesine bindik. Bir 2 saat daha sonra sonunda Koh Lanta’ya varabildik ama tükendik. Çünkü kahvaltı etmemiştik ve teknede her yerimiz ağrıdı.
Koh Lanta’da acayip bir kaos karşılıyor turistleri. Liman müşteri kapmaya çalışan tuktukçularla dolu. Bi kolumuzdan çekmedikleri kaldı, hepsi bir ağızdan “where are you going, where are you going?” diye bağırıyor. En sonunda birine “i am not going anywhere!” diye bağırdım. Haa bir de bu arada her gelenden 10THB temizlik parası alınıyor, bi de bavulları çekelemeye çalışırken cüzdandan para çıkarmaya uğraştık. Bu kaosun içinde nasıl olduysa ücretsiz dağıtılan Koh Lanta rehberini gördüm ve hemen kaptım. Çok da iyi yapmışım, müthiş bir cep rehberi hazırlamışlar.
Önce limanda bir yer uyduruk bir şeyler yedik açlıktan bayılmamak için, sonra da bir tuktukçuyla anlaştık. Kalacağımız bölge Old Town ve liman bölgesi Ban Saladan’a 16km mesafede, 35-40 dakika yaklaşık. Tuktuklar enteresan, yanında yolcu kabini olan bir motosikletten bahsediyorum. Tuktukçu önce kişi başı 350THB fiyat çekti. Otele fiyat sormuştum ve 500THB’ye getirdiklerini öğrenmiştim. Bu yüzden biraz zorladık, olurdu olmazdı derken anlaştık. Ama gel de tuktuku gör! Bırak 16km’yi 100 metre sonra parçalanacakmış duruyor. Ama kaptan motoruna güveniyor ve nitekim yanılmıyor 😊
Yolun 2 tarafı yağmur ormanlarıyla çevrili, muhteşem güzel. Etrafta çok fazla başörtülü kadın gördük, hatta cami, mescid. Konum olarak Malezya’ya yakın olduğu için Müslüman bir azınlığın olduğunu düşündük. Ancak sonradan sorunca öğrendim ki adanın %90’ı Müslüman’mış. Yani Budistler azınlık çıktı, iyi mi! Şoförümüz benzin almak için durduğunda bizim için 2 tane de su aldı. Şimdi bunu niye söylüyorum? Çünkü Phuket’te 900THB para ödediğimiz adamdan bu inceliği görememiştik. Bu köylü çocuğun inceliğine hayran olmamak elde değil.
Sonunda Old Town’a geldik. Otelimiz Fresh House. Komple ahşaptan yapılmış, çok şirin bir yer. Deniz kenasrında, hatta gelgit etkisiyle denizin üstünde oluyor bazen ama bu bölgede denize girilmiyor, Old Town’da plaj yok. Otel rezervasyonunu booking.com dan 1 gecelik yaptım, eğer beğenmezsek başka yere geçebilme imkanımız olsun diye. Plajlara uzak olmasına rağmen otelimizi değiştirmedik. Çünkü motor kiralayarak her yere gidebileceğiz.
Otele yerleştik, motorumuzu kiraladık (günlük 200THB), benzinimizi doldurduk (litresi 40THB), haritamızı açtık ve gidiyoruz. Yolunuz Koh Lanta’ya ve Old Town’a düşerse motor kiralama, günlük tur ve otobüs/tekne bileti alma işleri için Loy’u bulun. Çok kral adam. Her işinizi çözer. Loy gerçek adı değil, takma adıymış, kime sorsanız gösterir bu tatlı abiyi. Ben kendisine laylayloy demeyi tercih ettim 😁
Plajlar adanın batısında bulunuyor ki gün batımını izlemek için müthiş bir konum. Ama 4. Günün akşamına kadar gün batımında hava bulutlandığı için malesef izleyemedik. Şu an size bu satırları 27 Kasım saat 17.00 de yazıyorum ve umuyorum ki 1 saat sonra şeytanın bacağını kırıp güzel bir gün batımı izleyeceğiz. (İZLEYEMEDİ)
Limandan aldığımız rehber doğru plajı bulmakta çok işimize yaradı. Hangisi kum, hangisi taşlı, hangisi yüzmeye elverişli hangisi değil, her şeyi anlatıyor. Harita da var. Biz önce bilmeden Klong Khong Plajına gittik. Aslında güzel mekanlar var plaj kıyısında ama denizde kumların arasında büyük büyük taşlar var ve rahat girilmiyor buradan. Burayı sevmeyince kitapçığa bakmak aklımıza geldi ve Klong Nin’e geldik. Burası daha keyifli. Nick’s Garden buradaki favori mekanım oldu, nedeni yok, sevdim işte 💘
Akşam yemeğini otelin restoranında yedik, otele 2-3 dakika yürüme mesafesinde. Sabah kahvaltılarını da burada servis ediyorlar. Ben biraz hasta gibiydim bu ilk akşam, ateşim vardı o yüzden gece erken bitti. Yarına daha iyi olmak ümidiyle kuzu gibi yatıp koç gibi kalkayım inşallah.
Sabah 7’de otelden alındık ve limana götürüldük. Bu otel-liman transferleri verdiğimiz tekne ücretine dahil, limana nasıl gideceğinizi düşünmeye gerek yok. Yolculuk 4 saat sürecek demiştim ama bana bir tam gün gibi geldi. Teknenin içi buz gibi, dışı güneşte. Ne içerde ne dışarda rahat edebildim. Tekne ve araba yolculukları için mutlaka yanınızda üstünüze alabileceğiniz bir şey bulundurun, klimaya haddinden fazla yükleniyorlar. 2 saat geçtikten sonra Krabi açıklarında tekne değiştirdik. İlk tekne Krabi’ye gitti, biz Koh Lanta teknesine bindik. Bir 2 saat daha sonra sonunda Koh Lanta’ya varabildik ama tükendik. Çünkü kahvaltı etmemiştik ve teknede her yerimiz ağrıdı.
Koh Lanta’da acayip bir kaos karşılıyor turistleri. Liman müşteri kapmaya çalışan tuktukçularla dolu. Bi kolumuzdan çekmedikleri kaldı, hepsi bir ağızdan “where are you going, where are you going?” diye bağırıyor. En sonunda birine “i am not going anywhere!” diye bağırdım. Haa bir de bu arada her gelenden 10THB temizlik parası alınıyor, bi de bavulları çekelemeye çalışırken cüzdandan para çıkarmaya uğraştık. Bu kaosun içinde nasıl olduysa ücretsiz dağıtılan Koh Lanta rehberini gördüm ve hemen kaptım. Çok da iyi yapmışım, müthiş bir cep rehberi hazırlamışlar.
Önce limanda bir yer uyduruk bir şeyler yedik açlıktan bayılmamak için, sonra da bir tuktukçuyla anlaştık. Kalacağımız bölge Old Town ve liman bölgesi Ban Saladan’a 16km mesafede, 35-40 dakika yaklaşık. Tuktuklar enteresan, yanında yolcu kabini olan bir motosikletten bahsediyorum. Tuktukçu önce kişi başı 350THB fiyat çekti. Otele fiyat sormuştum ve 500THB’ye getirdiklerini öğrenmiştim. Bu yüzden biraz zorladık, olurdu olmazdı derken anlaştık. Ama gel de tuktuku gör! Bırak 16km’yi 100 metre sonra parçalanacakmış duruyor. Ama kaptan motoruna güveniyor ve nitekim yanılmıyor 😊
Yolun 2 tarafı yağmur ormanlarıyla çevrili, muhteşem güzel. Etrafta çok fazla başörtülü kadın gördük, hatta cami, mescid. Konum olarak Malezya’ya yakın olduğu için Müslüman bir azınlığın olduğunu düşündük. Ancak sonradan sorunca öğrendim ki adanın %90’ı Müslüman’mış. Yani Budistler azınlık çıktı, iyi mi! Şoförümüz benzin almak için durduğunda bizim için 2 tane de su aldı. Şimdi bunu niye söylüyorum? Çünkü Phuket’te 900THB para ödediğimiz adamdan bu inceliği görememiştik. Bu köylü çocuğun inceliğine hayran olmamak elde değil.
Sonunda Old Town’a geldik. Otelimiz Fresh House. Komple ahşaptan yapılmış, çok şirin bir yer. Deniz kenasrında, hatta gelgit etkisiyle denizin üstünde oluyor bazen ama bu bölgede denize girilmiyor, Old Town’da plaj yok. Otel rezervasyonunu booking.com dan 1 gecelik yaptım, eğer beğenmezsek başka yere geçebilme imkanımız olsun diye. Plajlara uzak olmasına rağmen otelimizi değiştirmedik. Çünkü motor kiralayarak her yere gidebileceğiz.
Otele yerleştik, motorumuzu kiraladık (günlük 200THB), benzinimizi doldurduk (litresi 40THB), haritamızı açtık ve gidiyoruz. Yolunuz Koh Lanta’ya ve Old Town’a düşerse motor kiralama, günlük tur ve otobüs/tekne bileti alma işleri için Loy’u bulun. Çok kral adam. Her işinizi çözer. Loy gerçek adı değil, takma adıymış, kime sorsanız gösterir bu tatlı abiyi. Ben kendisine laylayloy demeyi tercih ettim 😁
kaskım şekil önümden çekil
Plajlar adanın batısında bulunuyor ki gün batımını izlemek için müthiş bir konum. Ama 4. Günün akşamına kadar gün batımında hava bulutlandığı için malesef izleyemedik. Şu an size bu satırları 27 Kasım saat 17.00 de yazıyorum ve umuyorum ki 1 saat sonra şeytanın bacağını kırıp güzel bir gün batımı izleyeceğiz. (İZLEYEMEDİ)
Limandan aldığımız rehber doğru plajı bulmakta çok işimize yaradı. Hangisi kum, hangisi taşlı, hangisi yüzmeye elverişli hangisi değil, her şeyi anlatıyor. Harita da var. Biz önce bilmeden Klong Khong Plajına gittik. Aslında güzel mekanlar var plaj kıyısında ama denizde kumların arasında büyük büyük taşlar var ve rahat girilmiyor buradan. Burayı sevmeyince kitapçığa bakmak aklımıza geldi ve Klong Nin’e geldik. Burası daha keyifli. Nick’s Garden buradaki favori mekanım oldu, nedeni yok, sevdim işte 💘
Akşam yemeğini otelin restoranında yedik, otele 2-3 dakika yürüme mesafesinde. Sabah kahvaltılarını da burada servis ediyorlar. Ben biraz hasta gibiydim bu ilk akşam, ateşim vardı o yüzden gece erken bitti. Yarına daha iyi olmak ümidiyle kuzu gibi yatıp koç gibi kalkayım inşallah.
Yorumlar
Yorum Gönder