BÜYÜK TAYLAND SEYAHATİ

Mart 12, 2017

BÜYÜK TAYLAND SEYAHATİ - 3

18 KASIM CUMA

Bugün uzun bir tura katıldık. Bu tura katılmadan 2 kere düşünmek lazım. Sabah 07.30 da yola çıkıp akşam 21.30 da döndük. Buraya kadar gelmişken görmeden olmaz dedirten yerleri gördük. Ancak yol çok uzun, ziyaret edilecek 2 nokta arası mesafe çok uzun, gezmekten çok otobüsün içinde geçen bir tur. Karar sizin. Turu Travel Hub adında bir firmadan aldık, kişi başı 1250BAHT. Eğer Mekong Nehri'ndeki tekne turuna katılmak isterseniz kişi başı 330BAHT daha ödeniyor.

Tur başlangıcında rehberimiz önce ülke tarihi ve kültürüyle ilgili kısa bilgiler verdi. Aldığım notları aktarayım.

Chiang Mai, Lana Krallığı'na ait olan bir şehir ve 750 yıllık bir geçmişi var. Sadece eski şehir merkezinde 40, şehirde toplam 200 tapınak var. Bu tapınaklar aynı zamanda Budist rahiplerin eğitildiği okullar.

Tayland için "Land of Smile" yani "Gülümsemenin Ülkesi" deniyor. Aslında bu çok komik hikaye. Tayland'a önce Fransız ve İngilizler gelmiş. İletişim kurmakta zorlanmışlar normal olarak. Ülkelerine gelen yabancıların ne dediklerini anlamayan Tay halkı onlara gülümseyerek cevap verir olmuş. Yabancılar da sürekli gülümseyen bu insanların çok arkadaş canlısı olduklarını düşünmüş. Rehberimiz aynen şöyle dedi: "No, we were not friendly" yani "Hayır, arkadaş canlısı falan değildik" :)) Sadece söylenileni anlamadıkları için gülümserlermiş. Cem Yılmaz'ın Fundamentals gösterisinde dramatize ettiği, İngilizce bilmeyen insan tiplemesinihatırlattı. Bilmiyorsanız izleyin, çok komik.

Tay halkının çoğu Budist. Budizmin 5 kuralı; çalma, öldürme, aldatma, alkol içme, yalan söyleme imiş. Temelde daha iyi bir insan olmayı öğütleyen bir din.

Yola çıktıktan 1,5 saat sonra 20 dakika mola vereceğimiz termale varıyoruz. Mola verdiğimiz yer aslında otobüs terminali gibi bir şey. Birkaç kuyu açmışlar, kaynar su çıkıyor. Bıldırcın yumurtası satıyorlar bambu sepetlerin içinde, bu kaynar sularda haşlayıp yeniyor. Ben yemedim, tadını bilmiyorum.

Bu tura katılma sebebim White Temple yani Beyaz Tapınak için 1,5 saat daha yolumuz var. Bu tapınağın en önemli özelliği tuvaletiymiş. Rehberimiz, Tayland'ın en güzel tuvaletinin burada olduğunu söylüyor. Dalga mı geçiyor ciddi mi söylüyor göreceğiz.

Tapınak için ne desem boş. Görkem, ihtişam, abartı bir arada. Tapınağın sahibi 1997'de yaptırmış ve 100 milyon Baht harcamış, hala da devam ediyor yeni detaylar eklemeye. Aslında fakir bir aileden olan Chalemchai Kositpipat adındaki sanatçı, çizim yeteneği sayesinde devletten destek görmüş. O da karşılığında ülkesine böyle bir eser bırakmış. İngiltere'de de bir eseri varmış ve bu yüzden yani Tay kültürünü dünyanın başka yerlerine yayma çabasını gösterdiği için Tay halkı tarafından çok seviliyormuş. İçerde fotoğraf çekmek yasaktı, o yüzden iç fotoğrafları gösteremiyorum ama değişik resimler var. Süper kahramanlar da var Tay kültüründen detaylar da. Benim en çok dikkatimi çeken İkiz Kuleler'e doğru gelen bir Angry Birds kafası oldu. Tay Halkı'nın dikkatini dünyada olup bitene çekmek için önemli olayları çizgi film karakterleriyle birleştirerek bir kompozisyon yaratmış tapınağın iç duvarlarında. Lafı kısa kesip fotoğraflarla sizi başbaşa bırakıyorum...

Gelelim şu meşhur tuvalete. Rehber dalga geçmiyormuş. Tuvalet gerçekten krallara yaraşır durumda, buyursunlar...

Yaklaşık 45 dakikalık tapınak ziyareti sonrası 1,5 saat daha yol giderek öğle yemeği yiyeceğimiz Golden Iyara Resort'e vardık. Açık büfe olarak sunulan yemekte geleneksel Tay yemekleri var.

Yemekten sonra Golden Triangle yani Altın Üçgen denilen coğrafi bölgeye tekne turumuz var. Burası Mekong Nehri üzerinde Tayland, Laos ve Myanmar'ın kesiştiği nokta. Nehir deyince aklınıza masmavi sular gelmesin, çamur gibi akıyor. Bu bölge eskiden çok tehlikeliymiş. Buradaki afyon tarlaları nedeniyle mafyanın kontrolü altındaymış. Sonra bu afyon tarlaları yakılmış ve bölge mafyadan temizlenerek turizme açılmış.

Laos'ta tekneden indik ve yaklaşık 30 dakika burada Laos halkının bazı ürünlerini sattığı pazarda gezdik. Ürünler alınacak gibi değil, ortam kötü. Laos çok fakir bir ülke. Örneğin 500 Laos Lirası (resmi para birimi aklıma gelmedi) 2 Baht ediyor. 1TRY'nin de 10Baht olduğunu hesaplarsak varın siz düşünün ülkenin satın alma gücünü. Elbette Laos bu gördüğümüz ufak limandan ibaret değil, müthiş bir doğa ve kültür barındırıyor. Bir dahaki Uzakdoğu seyahatimiz bu ülkeye olabilir.

Bunlar viski, yersen :)

Bu arkadaş da viskilerin tadımını yaptırıyor. Bu arada evet o kobra yılanı 😕

Sırada Long Neck Karen Village var, hani şu boyunlarına halkalar takan kadınların yaşadığı köy. Normalde 5 yaştan itibaren takılıyormuş ama yeni nesil bu geleneği bırakıyormuş yavaş yavaş. Uzun boyunlu deniyor ama aslında boynun uzadığı yokmuş, omuza baskı yaptığı için o halkalar, boyun uzun görünüyormuş. Bu halkalar her sene değiştirilirmiş. Genç nesil tamamen çıkarabiliyormuş ama belli bir yaşın üzerindekilerde tehlikeli olabilirmiş. Burası bir tema köy gibi. Köy meydanı ki toplamda 500 metre ya vardır ya yoktur, el dokuma tezgahları ile dolu. Her kadın bir şeyler işleyip gelen turistlere poz veriyor bütün gün. Kraliçe el işine çok meraklı olduğu için destek oluyormuş buradaki kadınlara, iplik gönderiyormuş.

Köyün en yaşlısı, bu köyde çekilen hemen her fotoğrafta vardır zaten bu teyze

Sırada Blue Temple yani Mavi Tapınak var. Burası hava karardıktan sonraya kaldığı için fotoğraflar çok iyi değil. İnternetten bakarsanız çok daha iyilerini bulabilirsiniz. Yine 2 saate yakın yol gittik, yarım saat kadar tapınağı gezdik ve 2 saat daha yol alarak Chiang Mai'a ulaştık sonunda hoşafımız çıkmış vaziyette.