İLK DURAK: MADRİD

05.02.2015

Takvimler 5 Şubat'ı gösterirken İspanya topraklarına seyahatimiz başladı! Heyecan dorukta :)

Uçağımızı beklerken aldığım notlara göz atmak isterken büyük bir şok yaşadım! 2 ay boyunca elimden düşürmediğim, nerdeyse hatmettiğim İspanya kitabım evde kalmıştı :(
Neyse ki piskopat bir insanım da okuyup altını çizmekle yetinmeyip ayrı bir dosya yapmış ve özet şeklinde bazı notlar çıkarmıştım. Yine de büyük hayal kırıklığı. Neyse, moral bozmayalım. Kapılar kapandı, boarding tamamlandı, gidiyoruzzzz...

Madrid Havaalanı çoook büyük. Uçak indikten sonra yaklaşık 20 dakika dolandık, apronda kaybolduk sandım.
Bunun üzerine bir de içerde kaybolayazdık, araç kiralama firmasını ararken. 
Bu işi de hallettik. Küçük, şirin, kırmızı Toyota Aygo'muzu alıp otele doğru yola çıktık.

Otelimiz JC Room Santo Domingo. Değişik bir konsepti var. Odalar numarayla değil, ülke isimleri ile tanımlanmış. Bizim odamız Estonya idi, karşımızda ise Türkiye vardı. Otel oldukça merkezi, Sol Meydanı ve Calle Mayor'a yürüyerek gidebildik. Odalar çok küçük, öyle ki yanımıza gerekli ufak tefek eşyalarımızı alıp bavullarımızı arabada bıraktık. Uzun süreli konaklamalar için çok uygun değil. Hele eşyanız çoksa.
Yorumum burda, buyrunuz; 
http://www.tripadvisor.com.tr/Hotel_Review-g187514-d4019973-Reviews-JC_Rooms_Santo_Domingo_Hotel-Madrid.html


Park konusu İspanya'da önemli. Aracınızı parkettiğinizde mutlaka kaldırımlarda göreceğiniz makinalardan bilet almanız ve çıkan fişi aracınızın ön camına koymanız lazım. Camda fiş yoksa ceza yersiniz. Diyelim 2 saatlik park fişi aldınız ama araç 3 saattir duruyor, yine ceza yersiniz, tabi kontrol edilirse. Makineler İspanyolca olduğu için mutlaka sözlük bulundurun yanınızda. Yine de bulmaca gibi. Yarım saat geçirdik herhalde anlayıp da fişi alana kadar.
    
Hadi biraz gezelim... Seyahatimizin son haftasında Madrid'e geri döneceğimiz için her yere gitmeye çalışmadık. Plaza Mayor ve Puerta del Sol civarlarını görmemiz yetti. Hava oldukça soğuktu.

Sıra yemekte. İspanya'da yemek deyince aklınıza tapas gelmeli. Küçük porsiyonlardan oluşan onlarca çeşit deneyebilirsiniz. Çoğu restoranda menüde 3 tane fiyat görürsünüz; tapas, racion, 1/2 racion. Racion, porsiyon demek. Biz genelde tapas tercih ettik, böylece birçok değişik tadı denemiş olduk.

İlk akşam yemeğimizi Taberna Malaspina'da yedik. Masaya oturunca İspanyol Omlet hemen ikram edildi. İspanyol omlet, bildiğimiz patatesli omlet aslında ve sabah öğle akşam, günün her öğünü yiyorlar. Oldukça lezzetli. Biz tapas tabağı ve 1 şişe sofra şarabı sipariş ettik. Tapas tabağı 10,50€ idi, bahşişle beraber 20€ ödedik. Tapas tabağı, peynir ve jambon çeşitlerinden oluşuyordu. Tabaktaki çeşitleri de yazmak istiyorum;
Jambonlar;
Jamon iberico (klasik İspanyol Jambonu)
Lomo İberico
Chorizo iberico
Salchicon iberico

Peynirler;
Queso curado de oveja
Queso cabrales a la sidra
Lacon

Hepsi oldukça lezzetliydi.
Biz saat 19.00 gibi oturmuştuk ve mekan bomboştu. Saat ilerledikçe mekan tıklım tıklım oldu. İspanyollar yemeği geç yiyor, bizim yemekten kalktığımız saatte insanlar yeni gelmişti. Eğer sakin bir yemek istiyorsanız erken gidin. Ancak İspanyollar'ın nasıl sosyalleştiğini anlamak için 20.30-21.00 civarı yemeğe başlamakta fayda var.

Yol yorgunuyuz, erken yatıyoruz. Yarın Toledo'ya hareket.

İyi geceler...

Yorumlar

Popüler Yayınlar